Açıkçası, Uluslararası Uzay İstasyonu şeklindeki yörüngede bir yaşam adasının varlığı, Dünya’da daha önce hiç var olmamış bakterilerin evrimi için orada özel koşullar yaratmıştır. Mikro yerçekimi ve radyasyon, bakterilerin bilim adamlarının tahmin edemeyeceği şekillerde mutasyona uğramasına neden oluyor ve bunun neye yol açacağı ancak tahmin edilemez. Ön araştırmalar durumun kaygı verici olduğunu gösteriyor .
Hintli bilim adamlarından oluşan bir ekip, NASA’nın Jet Propulsion Laboratuvarı ile işbirliği içinde, ISS’deki bakteri türlerini ve Dünya’da elde edilen aynı türleri analiz etti. Enterobacter bugandensis bakterisinin toplam 13 suşu izole edildi. Bu bakterinin istasyon içindeki her şeyi kolonize ettiği ve gemide baskın hale geldiği ortaya çıktı. Üstelik dünyevi atalarıyla karşılaştırılınca durum İSS baklerilerinin lehineydi. Enterobacter bugandensis‘in uzay kolonileri, karadaki akrabalarına göre antibiyotiklere karşı daha dirençli hale geldi.
Bu henüz bir felaket değil, ancak ticari yörünge istasyonları yörüngede arttıkça yolcuların sağlığı zayıfladığında ne olacağını düşünmek gerek. Ama sorun bu değil. Enterobacter bugandensis ile bir dizi başka bakteri arasında da bir bağlantı bulundu. Böylece, çeşitli gram-pozitif bakterilerin ve özellikle de bulaşıcı ajanlar haline gelebilen ve insanlar için tehlike oluşturabilen Staphylococcus saprophyticus‘un kolonilerini desteklediler.
24 yıl boyunca yaklaşık 300 astronot, kozmonot ve turist ISS’yi ziyaret etti. Ay’ın ve uzayın keşfiyle ilgili uçuşların yoğunlaşması, sorunu hem niceliksel açıdan (uzaya daha fazla insan ve kargo gidecek) hem de niteliksel açıdan (daha fazla insan ve yük uzaya gidecek) yeni bir düzeye taşıyacak. Dünyanın manyetik alanının yokluğunda radyasyonun etkisi artar). Buna hazırlıklı olmak iyi olacaktır.