Francis Crick Enstitüsü’ndeki bilim insanları, VHL tümör baskılayıcı genindeki değişikliklerin olası tüm sonuçlarını gösteren bir harita oluşturdular. Bu, kanserle ilişkili genlerdeki onbinlerce genetik varyasyonun geniş çaplı bir çalışmasının ilk adımı. Harita, doktorların hangi hastaların böbrek kanserine yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu veya kimlerin belirli ilaçlara yanıt verebileceğini belirlemesine yardımcı olabilir.
Genetik değişiklikler veya varyasyonlar, DNA’nın bir veya daha fazla bileşeni değiştiğinde ortaya çıkar. VHL geninin hem edinilmiş hem de kalıtsal varyantları böbrek kanseri riskini artırabilir. Ancak birçok kişiye VHL’de “belirsiz öneme sahip varyantlar” teşhisi konuluyor ve bunun kanser riski açısından ne anlama geldiğini bilmiyorlar.
Nature Genetics’de yayınlanan bir çalışmada, Crick Enstitüsü’ndeki bilim insanları, insan hücrelerindeki 2.000’den fazla farklı VHL varyantının işlevlerini izlemek için zengin genom düzenleme adı verilen yeni bir yöntem kullandı. Her bir VHL varyantında kaç hücrenin hayatta kaldığını ölçtüler ve buna daha sonra bir “fonksiyonel puan” verildi: puan ne kadar düşükse, varyant o kadar zararlıydı.
Analiz edilen çoğu VHL varyantı hücre sağkalımını etkilemedi, bu da bu varyantlara sahip kişilerin önemli ölçüde daha yüksek risk altında olmayabileceğini düşündürüyor. Ancak bazı varyantların ilk kez kusurlu olduğu belirlendi; bu da bu hastalara artık kanser riskini azaltmak için düzenli tarama testleri önerilebileceği anlamına geliyor.
En zararlı varyantlar hücre ölümüne yol açtı. Araştırmacılar, kusurlu VHL geninin, HIF adı verilen başka bir genin aktivitesini arttırdığını keşfetti. Bu gen, hücrelerin düşük oksijen seviyelerinde hayatta kalması için gereklidir, ancak çok fazla HIF proteini tümörlere neden olabilir.
Bu VHL mutasyonlarına sahip hücrelerden HIF’in uzaklaştırılması, hücrelerin canlı kalmasını sağladı, bu da VHL’nin olumsuz etkilerinin HIF’e bağlı olduğunu gösterdi.